Hayri Kozanoğlu: Yüksek faiz emek kesimlerinin geçim koşullarını zorlaştıracak
Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Para Politikaları Kurulu’nun faizi yükseltmesinin sanıldığı gibi hayat pahalılığını azaltmayacağını, emeklileri ve çalışanları olumsuz etkileyeceğini belirtti. Kozanoğlu, ekonomi çevrelerinin alkışlarla karşıladığı faiz yükseltme hamlesinin, seçim öncesi dövizi baskılama amacı güttüğünü ama emek kesimlerinin geçim koşullarını daha da ağırlaştıracağını yazdı.
Kozanoğlu’nun “Yüksek faizin sınıfsal boyutları” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
“Zaten çok çarpıklaşan bölüşüm ilişkilerinin emek kesimleri aleyhine nasıl daha da bozulacağını irdeleyelim:
1- Emekliler: Uzun yıllar üretim sürecine emek akıtmış, olgun yaşlarında huzur ve mutluluğu hak eden emeklilerin perişan hali ortada. 31 Mart seçimlerine giderken bu gerçeği iktidar sözcüleri dahil herkesin ifade etmesine karşın bir iyileştirmenin gelmemesi, onları daha da kötü bir dönemin beklediğini gösteriyor. Ekonomideki soğuma ek iş bulma şanslarını iyice azaltacağı gibi, dayanışma ilişkileri çerçevesinde destek alabilecekleri ailenin diğer bireylerinin bütçelerini de olumsuz etkileyecek, yoksullaşmayı derinleştirecektir.
2- Kredi kartı (KK) ve ihtiyaç kredisi borçluları: Büyük olasılıkla seçim sonrası KK aylık faizleri artırılacak, limitler daraltılacak ve asgari ödeme tutarı yukarı çekilecektir. Mevcut borçlarını ödemelerinin zorlaşması, borçlanma sayesinde ancak iki yakasını bir araya getirebilen dar gelirlilerin geçim koşullarını ağırlaştıracak, yaşam standartlarını düşürecektir. Sorunlu kredilerin oranı kaçınılmaz biçimde yükselecektir. Yüksek faiz koşullarında bir an önce borçlarımı ödeyeyim diye kaygılanan kişilerin hazır kaynaklarını borç servisine yöneltmeleri, mal ve hizmet taleplerini zayıflatacak, ekonomik daralmayı hızlandıracaktır.
3- Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ): Bu firmalar büyük ölçüde TL kredilerle faaliyetlerini sürdürürler. Zombi diye nitelenen ucuz kredilerle ayakta tutulan işletmeler ilk aşamada iflasa sürüklenip, kepenk indirebilirler. Süre uzadıkça, ayakta kalabilecek şirketler de hem finansman maliyetlerinin keskin artışı, hem de ek sıkılaştırma önlemleri kapsamında aylık kredi artış hızının yüzde 2’yle sınırlandırılması yüzünden krediye erişim sorunu yaşayacaklar. Süre uzadıkça ekonominin soğuması nedeniyle ürünlerine talep zayıflayıp cirolar düştükçe, onlar da iflasın eşiğine gelebilirler.
4- İşsizler: Ekonominin göreceli canlı seyrettiği bir dönemde, en son açıklanan Ocak 2024 verilerine göre atıl işgücü oranı yüzde 26.5’tu. Yani işsiz olan, tam zamanlı çalışmak istemesine rağmen ancak kısmi zamanlı ve/veya geçici bir istihdam olanağı yakalayan, aktif iş aramasa da bir iş olsa çalışırım diyen yurttaşlarımız işgücünün dörtte birinden fazlasını temsil ediyordu. Bir de ekonomik durgunluk başlarsa normal zamanlarda iş bulamayan kişilerin işbaşı yapma şansları iyice azalır. Bu toplumsal sorun daha da derinleşir.
5- Paralarını KKM’de park edenler: Son haftalarda KKM’den çözülmeler yavaşladı, neredeyse durma noktasına geldi. Bu uygulama başladığında zaten döviz hesabı bulunanların kolay kolay bu tutkularından vazgeçmeyecekleri anlaşıldı. Görüldüğü kadarıyla böyle çalkantılı bir dönemde 70 milyar dolar civarında demir atan KKM hesapları kolay çözülmeyecek, ekonominin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanmaya devam edecek. Döviz kurunun yavaş seyretmesi halinde faiz ödemeleri nedeniyle bu enstrümanın kamuya yükü artacak.”
(EKONOMİ SERVİSİ)