‘Harris’in seçimi kazanması, Blinken, Austin ve Sullivan’ın sonu olabilir’
Ortadoğu’daki durumu değiştirebileceği düşünülen bu iddiasında Beyaz Saray’a yakın kaynaklara atıfta bulunan The Wall Street Journal (WSJ), Harris’in başkanlığındaki yeni yönetimde Demokrat ekibin büyük ölçüde değişeceğine vurgu yaparken, bunda en önemli rolü, Barack Obama döneminde Dışişleri Bakanlığında üst düzey görevde bulunan ve daha sonra Beyaz Saray’da Ortadoğu’dan sorumlu yetkili olarak çalışan ulusal güvenlik danışmanı Philip Gordon’un oynayabileceğini yazdı.
Haberde, Gordon’un, ABD’nin “Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın muhalifleri” olarak bilinen Suriyeli savaşçıları silahlandırma planlarına derin bir şüpheyle yaklaştığının da altı çizildi.
Biden’ın ulusun ruhsal dengesini bozduğu iddiası: Amerika’da yetki kimde?
ABD halkı ve tüm dünya, Başkan Joe Biden’ın adaylıktan çekilme kararına alışmaya çalışırken, Biden’ın aslında adaylığını geri çekmediği ve açıklamanın altındaki imzanın ona ait olmadığı iddialarıyla da çalkalanıyor.
İngiliz yayın organı UnHerd’ün köşe yazarı Malcom Kyeyune “Filler tepişir, çimenler ezilir” başlıklı makalesinde, ABD siyasi sisteminde yaşanan karmaşanın, ‘Amerika’da asıl yetki kimde’ sorusunu gündeme getirdiğini vurgularken, daha geçtiğimiz günlerde başkanlık yarışında kendisini yalnızca Yüce Tanrı’nın engelleyeceği yemini eden Biden’ın sadece bir sosyal medya paylaşımıyla adaylıktan çekildiğini, ani duyuruyu Beyaz Saray çalışanlarının bile internet üzerinden öğrendiğini hatırlattı.
Bu durumun eşi benzeri görülmemiş olduğunu söylemenin, ABD’nin içinde bulunduğu durumun benzersizliğini de hafife almak olduğunun altını çizen Kyeyune, “Demokrat Parti kongresinin yaklaştığı göz önüne alındığında, sadece seçimler açısından keşfedilmemiş bir bölgede değiliz, aynı zamanda siyasi sistemin kendisinde de bir şeylerin yanlış gittiğine dair bir his var. Ben bu satırları yazarken Amerikan toplumunda Joe Biden’ın gerçekten görevden çekilmediğine ve açıklamanın altındaki imzanın kendisine ait olmadığına dair paranoyak bir endişe hakim. İnsanlar imzaları daha önceki kararnamelerle karşılaştırıyor ve mektubun resmi Beyaz Saray antetli kağıdına yazılmamış olması gibi diğer ilginç ayrıntıları inceliyor” ifadesini kullandı.
Bu iddiaların sadece temelsiz spekülasyonlar ve komplo teorileri olabileceğini dışlamayan Kyeyune, Biden’ın son günleriyle ilgili ayrıntıları irdelediği yazısında şu cümlelere yer verdi:
Kyeyune, ABD’deki Kasım seçimlerinin sonucunu kesin olarak tahmin etmenin imkansız olduğuna dikkat çekerken, öte yandan ufukta daha fazla siyasi kaos, paranoya ve belirsizliğin yaşanacağı ABD’de, Biden’ın, yeniden seçilmeye uygun olmadığını kendisi de kabul etmesine rağmen görevde kalma kararının da büyük soru işaretleri yarattığını vurguladı.
Şimdiden, giderek daha fazla Cumhuriyetçinin bariz olanı dile getirdiğine değinen İngiliz yazar, makalesini, “Eğer bir adam başkanlığa aday olacak kadar sağlıklı değilse, hizmet etmeye de uygun değildir. Dolayısıyla, büyük olasılıkla, Biden’ı Oval Ofis’ten çıkarmak için gerçek bir savaş yaşanmak üzeredir. Bu ya ikna yoluyla onu ‘gönüllü’ olarak istifaya zorlayarak ya da 25. Ek Madde yoluyla olacaktır. İkincisi tamamen eşi benzeri görülmemiş bir dönüm noktası olabilir, ancak Amerika’da eşi benzeri görülmemiş dönüm noktaları son zamanlarda birbiri ardına geliyor gibi görünüyor” diye tamamladı.